J002E3 – Dehşetin Öyküsü

J002e3f_orbit

“Burada zaten yeterince dehşet verici şey oluyor, buranın dehşeti beni aşar!” der gibi Dünya’yı yoklamış ve terk etmiş bir gök cisminin yörüngesi…

1024px-AS17-148-22714_cropDurun, gök cismi demeyelim, onun bir adı var aslında: J002E3. Öğrendiğimden beri bu isim ezberimde. Neden mi? Çünkü yıllardır bunun 400 metre çapında bir gök taşı olduğunu biliyordum ve teğet geçtiği için bir tür “şükür” duygusu taşıyordum. Lakin, J002E3’ün bir gök taşı değil, 1969’da Apollo 12 (¹) göreviyle aya gitmek için yollanan Saturn V roketinin gövdesi olduğunu öğrendim. Bu bilgi ışığında bir oh! çekebiliriz ama hala üzerine söylenecek bir şeyler olduğunu düşünüyorum…

1a-HN-Ac-Revell-Apollo-Saturn-V-1.144

Roketin yanındaki insanlarla boyunu kıyaslayabilirsiniz.

Saturn V demişken kısa bir bilgiyle araya girerek anmak gerekir. Tam 111 metre uzunluğu ile şu ana kadar dünyanın görmüş olduğu en büyük roket. ABD’nin Ay programı için geliştirdiği, döneminin bütün en’lerini toplayan, insan taşıyabilen ve 1967 ile 1973 arasında bir çok görevde kullanılmış mühendislik harikası…

 

Bu rokete olan hayranlığıma sizi de alet edip, en alta yerleştirdiğim şarkıyı, klibini izleyerek dinlemenizi öneririm. İsminden de anlayacağınız gibi şarkı toplamda beş partlık bir albüm. Tamamını dinlemelisiniz!

Şimdi kısa bir Saturn V arasından sonra GIF’e tekrar dönecek olursak; aslında korkulacak bir “dehşet” olmadığı ortaya çıkmış oluyor. Yani, sanıldığı gibi cisim 400 metre çapında bir gök taşı değil, yaklaşık 30 metre uzunluğunda bir “teneke parçası”. Elbette, arada dünyadaki yaşamı etkileyecek kadar büyük bir fark var. Biri yaşamı yok edici, diğeri atmosferde yok olucu (!)

J002E3’ün 40 yılda bir Dünya’ya uğrayacağı düşünülüyor. Yaklaşık 25 yıl sonra tekrar dünyayı ziyaret edecek olan J002E3, Dünya’ya çarpacak olursa atmosferimiz sayesinde kendi sonunu getirmiş olacak. Sevinebiliriz!

Şimdi, tehlike ortadan kalktığına göre GIF’e dair bir şeyler söyleyebiliriz ama önce şu açıklamaları yapalım. İyi bir göz sol alt taraftaki akan zamanı görecektir. Dünya, Ay ve J002E3’ün yörüngelerini açıklamaya gerek yok, kolayca anlaşılabilir.

Orada bir L1 (Lagrange 1) noktası göreceksiniz. Bu noktalardan toplamda beş tane olduğu hesaplandığından birden beşe kadar numaralandırılmışlar. Meraklı olmayan biri için bu noktanın pek önemi olmayabilir ama dikkat ederseniz J002E3’ün yörüngesini etkileyecek öneme sahip olduğunu göreceksiniz. Ancak, bilindiği gibi Dünya’nın yakın yörüngesinde Ay dışında, yörünge değiştirecek kadar çekim etkisine sahip başka bir cisim yok. O halde bu nokta nasıl olurda bir cismin yörüngesini değiştirir diye sormamız gerekir. L1 noktası, Dünya ve Güneş’in çekim kuvvetlerinin hissedilmediği, daha doğrusu denge konumu diye ifade edebileceğimiz noktalardan biri. Bu noktalara bir cisim yerleştirirseniz sonsuza kadar herhangi bir çekim kuvvetine kapılmadan orada kalacaktır. Dolayısıyla Lagrange noktaları hareket halindeki cisimlerin yörüngelerine dolaylı olarak etkir. Kuşkusuz uzay araçları söz konusu olunca bu olanaktan çeşitli şekillerde yararlanıyoruz. Lagrange noktaları üzerine çok şey söylenebilir, ancak başka bir konu olduğundan bu kadarla yetinelim.

GIF’te yer alan bütün ifadeleri bildiğimize göre artık yorumlayabiliriz. Dikkat ederseniz, J002E3 12 ay boyunca eliptik yörüngeler çiziyor. Bu yörünge hareketleri, tam da Kepler yasalarınca ortaya konduğu gibi. J002E3 bu 12 ay içerisinde toplam 6 yörünge çiziyor. Tam 6. yörüngeyi çizerken kazandığı ivmeyle Ay’ın yörüngesi ile etkileşiyor. (Bu etki hep var ama baskın olan Dünya’nın çekimi olduğundan belirleyici kütle Dünya oluyor.) İşte tam o an yeni bir yörünge çizmeye başlıyor ve 40 yıllık yolculuğuna doğru yola çıkıyor. Şimdi, burada durup Ay’a “şükür” mü okumalıyız?

Bir düşünce GIF’e bakıp “muhteşem bir nizam” görebilir. Ama burada şunu hatırlamamız gerekiyor; Ay’da Dünya’ya çarpan bir gök cisminin yarattığı dehşetin ürünü aslında. Dolayısıyla bu GIF’ten bir nizam arayışına girmek doğru değil. Bilindiği gibi Ay şu an Dünya’ya dehşet saçmıyor aksine çekim kuvvetiyle gök taşlarının Dünya’ya olası çarpmasına engel oluyor. Biz burada olduğumuz için Ay orada değil, çoğu durumda, Ay orada olduğu için biz buradayız. Bu açıdan bakınca Ay’a bir “şükür” borcumuz olabilir belki.

***

Sandığımın aksine masum olan J002E3, bu GIF aracılığıyla bize aslında yaşamın ne kadar değerli olduğunu tekrar hatırlatmış oluyor. Çünkü 30 metrelik bir teneke yığını yerine, 400 m çaplık bir gök taşının 40 yılda bir dünyayı yoklayacak olması gerçekten korkutucu olurdu. İşte tam da bu anlamıyla J002E3’ün adını hiçbir zaman ezberimden çıkarmayacağım. Tabii bir gün kendi dehşetimiz unutturmazsa…

Son olarak, 2040’ların ortalarına doğru tekrar Dünya’yı yoklayacağı bilgisiyle bitirelim. Umarız daha iyi bir Dünya’ya ağırlarız J002E3’ü.


 

  1. Bu roket gövdesinin aslında hala tam olarak hangi görevden kaldığı tespit edilememiş. Apollo 12’den mi yoksa Apollo 14 görevinden mi haldığı hala tartışma konusuymuş.

Yorum bırakın